Hemodiyalizde antidepresan tedavisi
Kronik hemodiyaliz (HD) hastalarında depresyon prevalansı yüksektir.
Ancak, Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki Amerikalı araştırmacılara göre birçok vakada bu ruhsal bozukluk yeterli şekilde tedavi edilmemektedir (Pena-Polanco JE, Acceptance of Antidepressant Treatment by Patients on Hemodialysis and Their Renal Providers / Antidepresan Tedavisinin HD Hastaları ve Onların Renal Bakım Sağlayıcıları Tarafından Kabulü; Clin J Am Soc Nephrol. 2017; 10.2215/CJN.07720716). Bu durumda hem renal sağlık hizmeti sağlayıcıları, hem de hastaların kendileri rol oynamaktadır. Söz konusu araştırmanın da gösterdiği gibi, birçok renal bakım sağlayıcısı bir antidepresan tedavisini başlatmak ya da modifiye etmek konusunda isteksiz davranırken, birçok hasta da bu tür bir tedaviye pek ilgi göstermemektedir.
Sözü edilen çalışma 101 HD hastasını kapsıyordu. Depresyon ‘Hasta Sağlığı Anketi 9’ kullanılarak değerlendiriliyor ve buna göre 10 veya üstünde puan, depresyon tanısı sayılıyordu. Daha sonra hastaların antidepresan tedavisi önerilerini kabul edip etmemeleri, tutumlarının nedenleri ve renal bakım sağlayıcılarının böyle bir tedaviyi başlatmaya ne kadar istekli oldukları inceleniyordu. Yazarlar toplam olarak 373 aylık değerlendirme yaptılar.
101 hastanın 39’u (% 39) 147 değerlendirmede depresyon puan kriterine ulaştı. Bu değerlendirmelerin çoğunluğunda (% 70) hastalar depresyon tedavisi görüyordu, ancak bu vakaların % 70’inde hastalar tedavilerinin yoğunlaştırılması önerisini reddettiler. Tedavi görmeyen depresif hastaların büyük çoğunluğu (% 91) böyle bir tedavi başlatma önerisini reddettiler. Peki, reddetme gerekçeleri neydi? Çoğu hasta depresyonunun akut bir olay, kronik bir hastalık veya diyalizden kaynaklandığını belirtiyordu (% 57). Tedavi görmeyen depresif hastaların tedavi başlatma önerisini kabul ettikleri durumların %61’inde ise renal bakım sağlayıcıları onlara bu hizmeti sunmakta isteksiz davrandı. Depresif HD hastaları sıklıkla bir antidepresan tedavisiyle ilgilenmezken, renal bakım sağlayıcılar da çok ender olarak bu tür bir tedavi başlatmaktadır. Araştırmanın yazarları tarafından da özetlendiği gibi, bu hastaların durumlarının daha iyi yönetilebilmesi için her iki tarafta da aşılması gereken engeller olduğu ortadadır.
Çalışmanın orijinal metinine göz atmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz: http://cjasn.asnjournals.org/content/early/2017/01/25/CJN.07720716.abstract?sid=8feca36f-36a7-4a51-955d-fbac604d6a71